8 Ekim 2016 Cumartesi

Eylülü geçip ekime gelelim. Ben burada sabahları tren sesleriyle uyanıyorum, yastığıma yarı aralık perdemden güneş düşerken. Sabahları kese kağıdına koyduğum küçük ekmeklerimle odama dönüyor, reçelle, balla güne başlıyorum. Ben burada sonbaharın iyice sığındığı sarı ağaçların altında oturuyorum. demir sandalyeli yerlerde kahve içip kitap okuyorum, sonra laboratuvara gidip çalışıyorum. Ben burada mermer meydana gidiyorum geceleri, orada şarkı söylüyorum. nehrin yanından geçiyorum odama dönerken. Ben burayı çok seviyorum.

Eylülü geçip ekime gelelim. Ben burada hasretle uyanıyorum. sabahları, (kolay değil ya) hemen telefona bakıyorum. 2 gündür yeni bomba haberi. Bizimkilere bir şey olmasın. korkuyu hep içimde taşıyorum. Uzaklar zor. hastalıklar zor. geride bıraktığım ve kısa süreliğine yeniden döneceğim evim, beni çağırıyor, hala başka yerler de beni çağırırken. dönmek zor. Ben burayı çok seviyorum.

2008'i geçip 2016'ya gelelim. Raflarda artık Türkiye'de bulunmayan parfüm. Hatırlıyorum, yeşil olan tek ben değildim. 3 gün üzerimden hiç geçmeyen, doğru, hala 3 gün kalıyor. unutmak zor. ben burayı çok seviyorum.

2011'i geçip 2017'ye gelelim. Ben buradan dönünce evleneceğim. kendimi bildim bileli nefret ettiğim bir şehir var, ağlaya ağlaya oraya gideceğim.

Ben burayı çok seviyorum...
Romanya


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder