5 Ekim 2017 Perşembe

Çiçekçiler çarşısında 2. ölüm

"Sana bir hikaye anlatayım ister misin?"

Ağarmayan sabahlara ve inanır mısın çiçekçiler çarşısında 2.  ölüm.
Doğduğum an sırtıma yüklendiğini sandığım yük, bir an üzerimden kalkmış gibi. Kuş kadar hafifim şimdi. Biliyorsun, çiçekçiler çarşısından sola dönüp geldiğin evimde. 3 ay sonra 2. ölümde. Onu ağzında pamuklar tıkalı haliyle gördüğümde düşündüm. Önce sidik kokularıyla, siyah kusmuklarla, kan işemelerle geçen 4 yıl, ne için? 27 yıl gülmemiş bir yüz, bu yalnız benim görebildiğim, ne için? Şimdi ondan yalnızca gülmemeyi öğrenmiş birinden yeni alıştığı gülümsemeleri ince bir cammış gibi avuçlarımda taşıyorum. Her an geçip gidecekmiş gibi, tuzla buz olacakmış gibi iyi huylar, korkuyorum, ne için? Sabah uyandığımda hatırlayamadığım bir rüya gibi ve nihayet göklerden gelen bir haber beni 2 kez 3 ay arayla ziyaret ettiğinde anlıyorum ki bu ömür nasıl geçecek, ne için?

54 yıllık hikayeye 27. yılda dahil oldum ve hikayenin kahramanları 27 yıl sonra öldüğünde her saniyeye şahit olmuştum. Zalim bir kocaya 30 yıl katlanan, onu adam eden bir kadının, onca yıl sonra gördüğü ihanetin kara bulutlarını bir ömür peşimizden sürükleyeceğiz sanıyordum. Çünkü ev çoğunlukla mutsuz, ziyandı, gülünmezdi, "annem" veya "babam" denemezdi o evde. Ben çocuktum. Kardeşim ve ben, hatta annem ve babam da çocuk sayılırdı, üstelik kardeşimle ben onlara "annem" ve "babam" diyebiliyorduk. Sahiplik eki. Babamda eksik olan duygu. İhanetin onda bıraktığı izlerle unuttuğu, belki de hiç öğrenemediği ek. Kardeşimle öğretmeye çalıştığımız, annemin ise çabaladığı şeyler. İhanetten 21 yıl sonra, biz bir üst neslimizde gelişen bu yalanı unutup kendi mutlu yuvamıza odaklanmışken gelen "son nefes" haberi ve ihanetin baş kahramanının, ki biz kendisini 21 yıldır unutmuştuk, hayattan vazgeçmişliği. Evimize giren yalancı, sidik kokusu, kusmuklar, kavgalar ve huzursuzluk. İşte ben 24 yaşımda kardeşimle ve artık büyümüş olan annem ve babamla. Bizim savaşımız buydu.

Başlarda komikti. Odasında kurduğu hayaller, kapanan yaraları, artık yaraların diplerindeki kemikleri gözükmüyordu. Ama yabancı bir adam, hareketsiz, ölü gibi. Yavaş yavaş gerçek bir ölüye dönüşmesi, midesindeki delik, burnundaki hortumlar. Kim anlayabilirdi, evimizdeki 4 kişiden başka? Nasıl birbirimize kenetlenmiştik. Kardeşim onu yıkarken ben yan odada nasıl ağlıyordum, yanımızda olduklarını sananlar nasıl da yanıldılar. Bu bizim savaşımızdı.

3 sene geçtiğinde, çiçekçiler çarşısında, ihanete uğramış kadının artık yürüyemez halde gelişi ve yıllar sonra yanyana odalarda iki ölü gibi insanın tam 4 ay yaşaması. Dua ediyordum, düğünüm vardı, kimse ölmesin diye. Tam 4 ay sonra, kendi ellerimde ölen babanem, son nefesinde ettiğim şahadet duaları. Gözü sanırım ihanet eden adamın odasına kaymıştı ya da hep oradaydı. Düğünümden 1 ay önce. Düğün evinin nasıl cenaze evi olduğu ve biz, 4 kişinin yeniden kenetlenmesi. artık ailede başka kimse yok. Bu savaş bizimdi.

Babasının babası olan babam, düğünümden 2 ay sonra, rüyamda ölümü gördüğüm sabah beni aradığında ihanetin başkahramanı kan kusuyordu, hastaneye kaldırılmış, apar topar ölüvermişti. Otobüse bindim, bebeğini kaybetmiş gibiydi babam, kardeşim, annem, ben. Biz 4 kişiydik. Toprağa da biz gömdük, son suyunu da biz döktük. Yaralarını nasıl kapattıysak, ateşlendiğinde başını nasıl beklediysek, kusmuğunu duvarlardan nasıl sildiysek, kan dolu yatağını nasıl yıkadıysak, sidik kokusu odalarımıza nasıl sindiyse, geceleri inlemeleriyle hepberaber uykularımızdan (herkes mutlu rüyasında uyuyuyorken) nasıl uyandıysak, tatilleri nasıl unuttuysak, mama saatlerini nasıl alışkanlık haline getirdiysek ve nasıl daha fazlasıysak, bunun gibi onu yalnızca biz gömdük. İşte biz 4 kişiydik. Bir halatın birbirine bir daha düğüm olmuş 4 düğümü gibi. Çok savaşmıştık.

İşte çiçekçiler çarşısındaki evimizde 3 ay içinde 2 ölüm, 1 düğün sığdırmışken, ben onları orada 3 kişi olarak bırakmış gibi gözüksem de, artık biz 5 kişiyiz. Ama sen bak, artık ne ben çiçekçiler çarşısındaki evimdeyim, ne sen o evi bilirsin ne de önünden geçersin. Bir şeyler ziyan olmuş gibi ama ne için?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder