"Sen yazmalıydın." dedi. " Durağı yıkarlarken ve erik ağacına bakan bankı sökerlerken yerinden. Kaldırımları yıkarken kepçeler ve taşları değil, anılarını koyarken kamyonlara. Yazmalıydın sen kalbinden akıp gitmeyenleri, öylece duranları seni yakanları."
Ellerimi tuttu Elsa. Yeşil gözlerini bana dikip -simsiyah saçlarını gözlerini açmak için savurarak yaptı bunu- bunları fısıldadı küçük boyuyla. O an bir rüyada değil, gerçekte olduğum ortadaydı. Bana sorsanız öyleydi ama cümle alem uykusundan uyanıp anlamıştı bunun benim zihnimde olduğunu.
Geçenlerde rüyalarda insanların ruhlarının bedenlerini -yarı terk ettiğini- okumuştum. Üstüne birisi " rüyada birinin seni özlediğini gördüysen seni gerçekten özlemiştir" deyince aramam gereken bir sürü kişi olduğunu düşündüm.
Elsayı ise eski defterlerimdeki şiirlerde buldum. Sonra bir albümde, lise yaşımda çizilmiş bir resimde buldum. Siyah bir kartona pastel boyalarla çizilmiş ve mavi montuma çok yakışan yüzüyle, bal gibi Elsayı buldum.
Ellerimi tuttu Elsa. Yeşil gözlerini bana dikip -simsiyah saçlarını gözlerini açmak için savurarak yaptı bunu- bunları fısıldadı küçük boyuyla. O an bir rüyada değil, gerçekte olduğum ortadaydı. Bana sorsanız öyleydi ama cümle alem uykusundan uyanıp anlamıştı bunun benim zihnimde olduğunu.
Geçenlerde rüyalarda insanların ruhlarının bedenlerini -yarı terk ettiğini- okumuştum. Üstüne birisi " rüyada birinin seni özlediğini gördüysen seni gerçekten özlemiştir" deyince aramam gereken bir sürü kişi olduğunu düşündüm.
Elsayı ise eski defterlerimdeki şiirlerde buldum. Sonra bir albümde, lise yaşımda çizilmiş bir resimde buldum. Siyah bir kartona pastel boyalarla çizilmiş ve mavi montuma çok yakışan yüzüyle, bal gibi Elsayı buldum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder