Sevgili
“ben aslında buyum” diyemeyenler,
Bugün
burada toplanmamızın aslında çok önemli bir sebebi var. Bunu açıklamadan;
öncelikle yüzyıllar önce topluluğumuzu kuran atalarımıza, bugün burada bulunan
sizlere, geçmişte bizimle olanlara ve gelecekte de bizi yalnız bırakmayacaklara
çok teşekkür ediyorum. Başkanlığım süresince bana sadık kalıp destek olduğunuz
için de ayrıca minnettarım size. Sizin gibi yetenekli insanları toparlayıp
aranızdaki iletişimi kuran lider olmaktan görevim süresince gurur duydum. Ancak
bu ölümlü dünyada ben de yaşamımın sonuna yaklaşıyorum. Bakın, ellerimdeki
lekeler her yeri kapladı. Keşke birkaç ömrüm daha olabilseydi, daha çok
gerçekleştirebilseydik hayallerimizi. Bugünkü buluşmamızı da bir veda olarak
algılamayın, ne olur. Ben son nefesimi dahi sizin için harcamaya söz verdim.
Vücudum ruhumla birlikte buralarda salınıp durduğu sürece yalnızca sizler için
çalışacaktır.
Dostlarım;
uzun bir süredir kimimiz maskelerimize, kimimiz ikinci yüzlerimize, kimimiz
sahte gülüşlerimize gizlendik. İşte bu bahsettiklerimin arkasına saklanıp
birçok insanı kandırdık. Söylemekten zevk aldığımız yalanlarla dünyayı onlara
zindan ettik. Onlara vazgeçemeyecekleri, ellerinin arkasıyla itemeyecekleri
şeyler vaat ettik ve biraz da hayallerini kurduklarını yaşattık. Sonra her şeyi
ellerinden alıp onları mutsuz ettik! Tatlı dilimizle kendimizi onlara
sevdirdik, hepsinin güvenini kazanıp kendimize alıştırdık ve sonra hepsini
sırtlarından vurduk. Türlü türlü yalanlarla onları birbirlerine düşürdük. Melek
gibi olan insanların beyinlerini yıkayıp cinayet işlemelerine sebep olduk. Kadın
sattıklarında yaşayacakları parlak dünyayı onlara gösterip milyonlarca kadının
kuyusunu kazdık. Çocukları çalıştırıp yan gelip yatmanın dünyanın en tatlı şeyi
olduğuna inandırıp sokakları dilencilerle donattık. Üstelik böylece o
kadınların ve çocukların ailelerinin de hayatlarını kararttık. Onlarla evlenip
çocukların psikolojilerini bozduk. Böylece onların evlilikleri de kötü geçti ve
genetik hastalıklar gibi her seferinde mutsuz ailelerin temellerini kurduk.
Hırsızlığı arttırdık! Hastaların, iyi insanların, tatile gidenlerin, düğün
hazırlığı yapanların paralarını çaldık. Dünyayı kirlettik, çöplerimizi yerlere
attık, sigaralarımızı yerlerde söndürüp herkesi bu kolay yola alıştırdık.
Pislenen denizlerle hastalıkları yaydık. Doktorların içlerine sızıp hastalara
da yanlış ilaçlar vererek onları ölümle baş başa bıraktık.
Bütün
bunlar bize zevk verdi dostlarım! Biz bunlarla beslendik! Bütün bu
anlattıklarım her birimizin hayat felsefesiydi ve nesilden nesile daha çok
büyüyerek geliştik. Kimsenin tahmin bile edemeyeceği oyunlar oynadık onlara.
Yıktık ve birbirlerine düşürdük onları en sonunda!
Ve şimdi
sevgili dostlarım, insanların bizi hemen tanıyabildiği zor bir döneme girdik. Yaptıklarımız
hemen duyuluyor artık ve böylece tüm insanlık atacağımız adımlardan haberdar
oldu. Kadınları kaçırdığımızda yakalandık. Hırsızlarımız paraları çalınca kendi
dünyalarını kurup bize ihanet ettiler. Önümüze gelen insan sarrafı oldu.
Birbirine düşürdüklerimiz “telepati” denen şeye tutunup her seferinde
barıştılar. Tüm sorunları çözmek bir telefonu ele almak kadar kolay hale geldi.
Eğitim arttı sevgili dostlarım! En önemlisi de, hepsi güveni yitirdi. Artık
onlara canımızı da sunsak inanmaz oldular. Onlar inanmadıkça planlarımızı
gerçekleştiremedik. Onları kandırmak için tüm kozlarımızı bitirdik. Artık yeni
oyunlar kuramaz olduk. Yeteneklerimizi kaybettik. Üstelik onlara da benzedik
biraz. Biz de başladık inanmaya. Birbirimizi dahi tanıyamaz olup birbirimizi
yaraladık. Zarar gördük dostlarım! Kaybettik tüm varlığımızı!
***
Şimdi resmi yeniden çizme vakti geldi dostlar!
Kulakları dolduran uğultuları baştan almanın vakti geldi! Sokakları sarıp
canlara kast etmenin, hayatları zapt etmenin, zihinleri acıyla
doldurmanın, bedenleri ruhlardan
arındırmanın zamanı geldi! Yeniden canlanmanızı, insanlığı birbirine katmanızı
istiyorum sizden. En çok mutsuz aileler istiyorum, çocuklarını çileden çıkaran
ailelerden istiyorum. Çünkü daha kolay olur aç çocukları doyurmak! Hiç olmadığı
kadar yalan söylemenizi, insanları kandırmanızı istiyorum! Karanlık dolsun
günlerine ve kendi kör günlerinde boğulsun onlar!
İşte bu
gökyüzüne kaldırdığım eller, bu eller kutsasın sizi! Sizlere yeteneklerinizi
yeniden bahşediyorum! Ölümü, adaletsizliği, zalimliğinizi yayın dünyaya
yavrularım; yayılalım! Yeniden beslenelim yalanla, kanımızı besleyelim yine.
Ve sevgili
yavrularım, ben öldüğümde dahi devam etmelisiniz her şeye. İki yüze sahip olmak
ayrıcalıktır, unutmayın. Toprağın altında kemiklerim atalarımıza kavuştuğunda
dahi ruhumla yanınızda olacağım sizin.
Nice
kötülük dolu günlere…
Elif Külah
Bambu Dergisi
Şarkı Önerisi: Maskeli Balo
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder