23 Haziran 2013 Pazar

NEVA

" 5 TL'yi babama verirsin, 5 TL'yi Burhan Abiye. 2 buçuk TL' de sende kalır."

Avucunu açıp Zehra'ya gösterdiği paralara bakakaldı öylece. Hala alışamamıştı bu para işlerine, önceden lafı bile geçmezdi oysa. Zehra gerekli açıklamayı yaptıktan sonra 3 kişi ilerde oturan adama laf yetiştirmeye başlamıştı.
"Amca bu metro denen şey Demetten geçer mi?"
"Napcan sen demette?"
"Orda oturuyoz be geçer mi onu söyle."
"Geçer."

Paraları cebine koyunca ellerini kucağına koydu. Nasıl lekeliydiler, pistiler. Kaç gündür banyo yapmadığını düşündü. 5-10-15 mi. Daha fazlasını saymayı bilmiyordu. Anaokulunda henüz oraya kadar gelmişlerdi. ama babası saatine bakarak dakikaları saymasını öğretmişti. Bu yüzen o gün babasının tam 4 dk geç kaldığından emindi ve o 4 dk yüzünden buradaydı. 3 aydır tanıdığı Zehra bir ömrünü bu şekilde geçirdiği için karşılaştıkları her duruma alışkınken o tanımadığı insanlarla konuşamıyordu bile hala.

"Nerelisiniz siz?"
"İstanbulluyuz. İstanbuldan geldik. Romanız biz roman." Zehra oturduğu yerden fırlamış, saçının bağını çözüp sarı saç uçlarını savurup oynamaya başlamıştı bile. 7 yaşında olan Bayram oturduğu yerde doğrulmuş, dizlerinin üzerine oturmuş ve yan dönüp plastik koltuklara vurarak ritm tutmaya başlamıştı Zehra için. Bayramla aynı yaşta olan Elvan'da şarkı söylemeye başlayınca Zehra daha bir coşmuş kalçasını attıkça atıyordu. Neva 3 aydır bunların hiç birine alışmamıştı. Birazdan demete geleceklerdi ve sırf oynamadı diye Zehra onu çimdikleyecek, eve gidince de Burhan Abinin izniyle bir güzel dövecekti. Ağlayarak uyuyakalmasına bile izin vermezdi Zehra. Hemen yemeklerini yiyecek ve akşamları sevgililerin bol olduğu sokaklara dağılacaklardı. Zehra gül almaları için adamların bacaklarına yapışacak, Neva ise babasının bu şehre gelip onu görmesi ümidiyle meydanın ortasında öylece duracaktı. Gecenin sonunda Burhan abi onları ve paraları alacak Zehra'nın babasına kumar parası yapacaktı.

Yıllar sonra Neva'da sayı saymayı öğrenecekti ve paraları tabi. Odasına giren iyi niyetli bir adam ona okuma yazmayı öğretecekti, işi bittikten sonra. O ise defterine şunları düşecekti bir gün:

" Birisi rakıyı sever,
öbürü Şarabı.
Kimi ışık açık olsun der,
kimisi kapalı.
Ne zaman geçse boynuma birinin dişi,
ben ötekinin de aynı yeri acıtacağını düşünürüm hep.

Hayatım çoktan " adam" seçmeli,
ve babamın 5 dk'sı benim hayatımı götürdü."


Elif Külah





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder