Et renginde, kalın, havasız, güneşsiz kutu. İçindeyim. Ne geceyi anlayabiliyorum ne gündüzü. Ne iyiyi ne kötüyü. İyi veya kötü diye tanımlayabileceğim bir ayrımım dahi yok hatta. Tek kötü, tek yol cehennem yolu. İpince, tek hatamda düşeceğim o ip benim tek yolum. Peşimde düşüreceklerim dahi var, eteğime tutunup düşecek insanlar. Tüm suçlu benim. Hem güven dediğin cennet kuşu misali. ama AH Yine zalim, yine zalim bu ömür! bu et duvarının içinde tıkılı kalış, bir eziyet bu ömür!
Bu kutu eziyet renginde! yağmurları akıttım kendi özsuyumla. ve dolular döktüm beynime, en yüksekten en soğuk ve en büyük doluları. Sırf felç geçirsin diye şuurum. Islansın diye kutum, ıslanıp delinsin kopsun, kırılsın, yırtılsın kopup gitsin eskisin erisin ıslaklıktan! Sonra uçup gideyim diye kuş gibi, özgür bir kuş gibi. Gökyüzüne ilk kez kavuşmuş ve onu kucaklamak için ağlayan o kuş gibi./yim.
CANINI GAGASININ UCUNDA TAŞIYAN BİR KUŞ GİBİYİM
AĞLA AĞLA ZAVALLI; ZAVALLI BİR KUŞ KALBİM!
Bu kutu eziyet renginde! yağmurları akıttım kendi özsuyumla. ve dolular döktüm beynime, en yüksekten en soğuk ve en büyük doluları. Sırf felç geçirsin diye şuurum. Islansın diye kutum, ıslanıp delinsin kopsun, kırılsın, yırtılsın kopup gitsin eskisin erisin ıslaklıktan! Sonra uçup gideyim diye kuş gibi, özgür bir kuş gibi. Gökyüzüne ilk kez kavuşmuş ve onu kucaklamak için ağlayan o kuş gibi./yim.
CANINI GAGASININ UCUNDA TAŞIYAN BİR KUŞ GİBİYİM
AĞLA AĞLA ZAVALLI; ZAVALLI BİR KUŞ KALBİM!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder