Hava serin. Denizin
kokusunu uzaklara uçuran bir rüzgar dolanıyor buralarda. Gökyüzü gündüz gibi
aydınlık, top gibi aydan. Bir fener gibi
yuvarlaklığı. Yalnızım. Dalgaların köpüğüne yanaşıyorum. Köpükteki beyaz ve
saydam yerlerin ayırdına varıyorum. Birbirine karışmayan iki rengi izliyorum. Sonra
kafamdaki her şeyi süpürüp o köpüğün altına saklayasım geliyor. Her şey
medcezirle okyanuslara çekilsin istiyorum, tüm dünya uzaklaşıversin benden. Üstüne
kıyıdaki tüm taşları atayım; denizanasını yaralar gibi yaralayayım ben de
onları, Onlar’ın da yaptığı gibi. Sonra diz çökeyim kıyıya ve bakakalayım
köpüklerin ardından. Saatlerce, ateş yanıbaşımda kalbim gibi yanarken.
Ay, kırmızı bir kalp gibi
gökyüzünde bugün. Yer gök ihanet kokuyor. Yaklaşıyorum dalgalara. Göklerimi
kapatıyorum. Kapkaranlık suyun içi. Yengeçler bile korkmuş kanlı aydan. Kaçtıkları
delikleri görüyorum. Onların içine saklanmak en kolayı. Kimse görmesin. Kimse
bakmasın gözlerime, kimse sormasın istiyorum. Nasıl sakladığımı bunca sene
içimde. Bunca şeyi beynimin nasıl kaldırdığını kimse sorgulamasın. Ellerimi
sokuyorum yengeçlerin yuvalarına, nefesimi tutup. Ben alışkınım nefesimin bile
fazla geldiği günlere… Ellerimi ısırıyor yengeçler, kanıyor parmak uçlarım. Tuzu
kanıma karışıyor, kanıma yerleşen diğer şeyler gibi. Kanıma dokunuyor,
yabancıyım bundan sonraki tüm tatlara. Kanım kesiyor, denizin köpüğü gibi
oluyor içimde. Damarlarımda akan pütürü hissediyorum. Parmaklarım morarıyor. Dudaklarım,
göz kenarlarım, ağzımın yanındaki kırışıklıklar, dizlerim, bacaklarım… Sonra
kendimi dalgaların altına süpürüyorum, gerçekten. Derinlere akıyorum, bir adamın
boşalışı gibi boşaltıyor deniz beni. Bembeyaz oluyor tüm morarışlar. Kemik
rengi, sarımsı bir beyazlık bu. Bomboş. Tüm zihnim boş artık.
Saatlerce sürükleniyor
bedenim. Deniz gökyüzü rengine dönüyor. Karaya atıyor, püskürtüyor su beni. Omzum
görünüyor ilkin. Bir süt gibi beyaz omzum çırılçıplak, ayna tuttuğum sırlarım
gibi. Herkes görüyor. Ben en çok Onlar görsün istiyorum. Yalnız onlar beni. Sonra gözümün akına
baksınlar istiyorum, en derinlere, kalbime neredeyse. Çürüyen etim toprağa
karışmadan anlasınlar istiyorum.
Düşsel yaslara razıyım, ben konuşmak
istiyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder